Benim eleştirilerim, belli bir kişiye ya da zümreye yönelik değildir. Suçlulardan önce suçu hedef alıyorum ve o suçu kim işliyorsa, o kişi o ölçüde hedefimdedir. O suçlu kendi nefsimse de.
Said Nursi’nin, “ey nefsim dinle” diye başlayan ifadeleri de aslında bu anlamda güzel bir örnektir.
Bakıyorum da birileri, benim siyasetnameden derlediğim cümlelerden kelimeler seçip bununla birtakım kişi ve kurumları öne çıkararak, yazdıklarımın ahlaki anlamda kapsayıcılığını kendi akıllarına göre daraltmaya çalışıyorlar. Benim durduğum yer çok açık ve net: Liderinin mezarı için, o yaşarken meclis binasından daha büyük anıt yaptıranlar, başkalarının sarayını eleştiremezler.
Maliye bakanına soyadı olarak “Kesebir” adını verenlerin izinden gidenler, kamu kaynaklarını israf edenleri ya da hortumlayanları eleştiremezler.
Bir bankanın yönetim kuruluna üye atayanların Sosyalist enternasyonel üyeliği gibi bir garabeti, kambur gibi sırtında taşıyanların hangi sözüne güvenebilirsiniz ki!