Size daha önce söylemedim mi, bu işin kendi içinde bir teolojisi, felsefesi, mantığı, hukuku, ekonomisi, parası, siyaseti olacak diye!
Siz CERN’de o deneyler yapıldığında bu işin sadece bir teknolojik gelişme olduğunu mu düşünüyordunuz yoksa!? Adamlar, atom altı parçacıkları incelemek için kurmuşlardı o sistemi ama, açık açık da söylüyorlardı, “Tanrı parçacığını arıyoruz” diye. Birçok kişi bunu bir sembol olarak kabul etti. Caner Taslaman’ın “Tanrı Parçacığı: Felsefi ve Teolojik Değerlendirmeler” isimli kitabında konuya şöyle bir çerçeve çizilir: 1964 yılında Peter Higgs, temel parçacıkların her yerde mevcut olan bir alan ‘’Higgs Alanı’’ ile sürekli etkileşimleri sonucu kütle kazandıkları modelini ortaya koydu. Bu alanın parçacık olarak gözlenmiş haline Higgs Bozonu, Higgs Parçacığı veya Higgs denildi. Sonra da popüler ismi ise “Tanrı Parçacığı”dır. BBC’nin 14 Mart 2013’de verdiği bir haberde şöyle deniyordu: “(Tanrı parçacığı) buluşu doğrulandı.” “Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) geçen yıl gerçekleştirilen tarihi deneyde keşfedildiği düşünülen Higgs parçacığının varlığı, bilim insanları...