Asıl mesele şu: İnsanlar birbirini anlamıyor değil, anlamak istemiyor.
İki konu var temelde, hakikat arayışı ve gerçek? Gerçek rölatiftir. Yani zamana, mekana, kişi ve şartlara göre değişkenlik gösterebilir. Hakikat ise bütün zamanlar için geçerlidir.
Temel sapma, gerçekle hakikatin birbirine karıştırılması. Pozitivist akıl, mesela bilimi adeta dinleştiriyor, onu hakikatin yerine ikame etmeye çalışıyor.
Kaldı ki, dinde bile “muhkem” ve “müteşabih” naslar vardır. Muhkem değişmez, bunlar daha çok “iman” ile ilgilidir. “Müteşabih” olanlar ise muamelat ile ilgilidir. Mütaşabihlerde muhkem nas dışına çıkmamak kaydı ile ve istikamette bir sapma olmadığı takdirde, değişen, zaman, mekan ve şartlara bağlı olarak temelde “İlahi rıza”yı aramak kaydı ile sınırlı bir şekilde değişkenlikler olabilir. Mezhebler bu şekilde doğdu. Dinler ise iman temelinde ayrışırlar.
Her akımın kendi içinde ayrı kolları...