Modern, zamane kahinlerinin eline kaldık.. Evet evet ben de şikayet ettiğim şeyin bir parçasıyım.. Hem ağlıyoruz, hem gidiyoruz.. Uyarıyorum, yaşanan süreç toplumun ruh sağlığı açısından tehlikeli.. Böyle ortamlarda sivil bilinç, bireysel sorumluluk, umud kaybolur.. Korku, dar anlamda kollektif davranış, ideolojik, politik iddialar, radikal çözümler, geleceğe ilişkin ezoetrik yorumlar öne çıkar..
İnsanlar gelecek günlerin geçen günleri aratmasından korkuyor.. Örgütlü davranışlar öne çıkıyor, dini, mezhebi, etnik, ideolojik, politik aidiyetler arası iç dayanışma, rekabet ve radikal söylemlerde bir artış gözleniyor..
İnsanların umut ile korku arasında bir yerde durması gerek. Buna “Beynel Havf ile Reca dengesi” diyoruz. Ama yine de umudumuzun korkumuzdan bir adım önde olması gerekir, eğer bir medeniyetin kurucu, öncüsü gibi bir iddia sahibiysek, Merhametimizin gazabımızın, sevgimizin nefretimizin bir adım önünde olması gerekir. Önce suizan değil, hüsnü zan etmemiz gerekir.. Sabırlı ve affedici olmamız gerekiyor..
Korku ile medeniyet inşa edilmez.. O toplumlarda gelişme değil mevcudu muhafaza etme refleksi güçlüdür. Yeniliklere karşı çekingen ve aşırı ihtiyadlıdırlar.. Önce bir başkasının öne çıkmasını isterler, sonra onun önüne geçmeye çalışırlar.. “Önce güvenlik” diye işe başlarlar.. Tehditler karşısında kollektif davranış gösterenler, nimet ve iktidar paylaşımında rekabetçi ve çatışmacıdırlar.. Daha önce beladan kurtulmak, ya da kaz gelecek yerden tavuk esirgememek konusunda diyalog ve işbirliğine önem verenler, daha sonra tam tersi bir davranış içine girerler..