İşte, tamam, sen yapılan bir eylem karşısında fikrini söyledin, tavrını ortaya koydun. Devletin desteklediği bir mitinge şov dedin.. Senin bu fikrine ve tavrına karşı da millet tepkisini ve tavrını koydu. Bu milli iradeye karşı söylenen bu sözlerin sahibini boykot etti. Halkın belediyesi de halkın sesine kulak verdi ve konseri iptal etti..
Sen kullanınca özgürlük ve demokrasi olan şey, ben kullanınca niye çarpıtma, şaşkınlık ve üzülme vesilesi oluyor ki!
“Demokrasi farklılıklara saygı duymanın, o renkli farklılıklarla omuz omuza yaşamayı becerebilmenin adı” ise, ülkesi ve halkı ile devletin iradesinin buluştuğu bir noktada, belki de tarihin bu en büyük buluşmasını şov olarak gören birine karşı halkın kararı ve tepkisini demokrasiye karşı gibi görmek ve göstermek nasıl bir aklın ürünüdür? Evet hadi “o renkli farklılıklarla omuz omuza yaşamayı becerebilme”ye devam!
Ha! Anladım. Tabii çobanın oyu ile, Prof.’un oyu bir olmaz!. Bir sanatçı ile bir AK Partilinin oyu nasıl bir olabilir!?.. Evin hanımı kırınca “hayırdır inşallah” denir, hizmetçi kırarsa “Kör müsün”. Sıla hanım her şeyi söyleyebilir, onun sözleri hoşgörü ile karşılanmalı, ama AK Partililer haddini bilmeli..
Bu arada Sıla Gençoğlu “hanımefendi”, “Demokrasiye sığınarak söylediklerim, demokrasi mitingine katılmama gerekçemin geldiği noktayı şaşkınlık ve biraz da üzüntüyle izlemekteyim. Gündemi acılarla dolu bir ülkede sizleri bu meseleyle ilgili meşgul ediyor olmaktan da hicap duyuyorum. Demokrasi farklılıklara saygı duymanın, o renkli farklılıklarla omuz omuza yaşamayı becerebilmenin adıdır. Söz konusu demecimde şehitlerimizi ya da demokrasi nöbeti tutan yurttaşlarımızı kast etmediğimi açıklamak zorunda kalmış olmayı ve kelimelerimin hoyratça çarpıtılmış olmasını hâlâ hazmedebilmiş değilim. Hakkımdaki tartışmaları bu ruh hali ve yangını ile takip etmekteyim. Demokrasi ve ahlak çerçevesinde yapılan her türlü yorum, eleştiri ve sergilenen tutum kıymetlimdir. Saygı, sevgi, iyi niyetle.”
Evet aynen öyle, ben de bu durum tesbitini aynı saygı, sevgi ve iyi niyetle” yapıyorum. “Ama küçük bir hatırlatma yapmadan edemeyeceğim.. Siyaset erbabı, Basın, STK temsilcisi ve bilim ve sanat adamlarının “genişletilmiş eleştiri hürriyeti” olduğu gibi, “artırılmış tahammül yükümlülüğü” de vardır..