Bazı sözler kulağa hoş geliyor, ama sanırım kibridi gözümüze çok yaklaştırınca, arkasında kocaman bir ormanı kaybediyoruz bazen.
“Kadına şiddete hayır” da böyle. Kadına şiddete hayır da başkalarına evet mi? Mefhumu muhalifinden böyle de bir anlam çıkıyor. Bir de burada erkeği suçlayan bir şuuraltı sözkonusu değil mi.. Bir kadın-erkek ayırımcılığı yok mu bu ifadede..
Bu tür ifadelerin “efradına cami, ağyarına mani” olması gerekir.. Bir de bu ifadede her türlü şiddeti olumsuzlayan bir özellik var. Pasifist bir bakış açısı sözkonusu. Haksızlıklara karşı durma, direnme ruhu sanki zarar görüyor bu ifadeden.
Biz insanız. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, haklıdan yana, haksıza karşı olmak daha anlamlı değil mi mesela. Haksız babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa. Kadın-erkek, kim kime zulmediyor ve farkeder, istatistikler sadece konjonktürel önceliği belirler o kadar. Gelin kaynanaya, kaynana geline az mı zulmediyor..
“Şiddet” yerine “zulüm”den “adalet”ten, “merhamet”ten söz etsek mesela.
Tamam dövmedin, köye gönderdin, bakabilecekken huzurevine kapattın, yüzüne gülmüyorsun, dedesinden, ninesinden torununu çaldın, bu da zulüm değil mi? Bakın huzurevinde huzur, anaokulunda ana yok. Çocuklarını anaokullarına kapatanları, o çocuklar büyüyünce huzurevine gönderecekler, haberiniz olsun..