“Şüphesiz, biz onu
(Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne
olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha
hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rab’lerinin
izniyle her türlü iş için
iner de iner.”
Kadr kelimesi “güç, hüküm, değer, şeref” gibi anlamlara gelir. “Kadir bilmek” “Kadrini bilmek” de “bu değerin farkındalığı, idrakinde olma”yı ifade eder. Ayette kitabın bu gecede indirilmesi bu geceyi şereflendirdiğini ve kadrini yücelttiğini ifade eder..
Duhân Sûresi’nde, “Biz onu mübarek bir gecede indirdik” (44/3) buyurularak bu geceyi, “mübarek” olarak tanımlamak suretiyle, “bereketli, hayırlı, uğurlu, mühim ve kutsal bir gece olduğu” belirtilmiştir.. Kadir Gecesi, İsra ile birlikte, Vahiy yoluyla bize bildirilen 2 kutsal geceden biridir. Kadir Sûresi’nin ilk âyetinde Kur’an’ın bu gecede, Bakara Sûresi’nde ise 185. ayette “ramazan ayında indirildiği” belirtilmiştir. Buna göre Kadir gecesinin ramazan ayı içerisinde olduğu açıktır. Genel olarak ilk vahyin Ramazan’ın 27. gecesinde geldiği kabul edilir.
Daha çok da Ramazan’ın son 10 günü tek gecelerde aranır.
Müfessirler, “Biz onu Kadir gecesinde indirdik” ifadesini
“indirmeye başlamak, ya da bir bütün olarak Resulullaha tebliğ
edilmemiş olsa da Cebrail’in bilgisi altında dünya katına bir bütün
olarak indirildiğine ilişkin yorumlar da vardır. Bu anlamda
Kur’an’ın tamamının ulûhiyyet makamından dünya semasına
indirilmesinden söz edilmektedir. Bazı müfessirler ise bu âyetle
doğrudan Hz. Peygamber’e gelen
Alak Sûresi’nin ilk âyetlerinin kastedildiği
kanaatindedirler.
Kur’an-ı Kerim, müjdeleyen, haber veren, uyaran ve korkutan bir kitaptır. O kitap “kalbinde, aklında hastalık olanları” ve nefsinin, heva ve heveslerinin peşinde koşan, müstekbirleri ve mütrefinleri saptırır.
Şimdi, o kitabın indirildiği zamanın sene-i devriyesindeyiz.