Bakın, bu devlet içinde kadrolaşma işi “Cemaat” yapıları ile sınırlı değil. Hatırlarsanız CHP/SHP koalisyon hükümetleri dönemlerinde Adalet Bakanları Seyfi Oktay ve Mehmet Moğultay hakim ve savcı kadrolarını parti sempatizanı isimlerle doldurmuştu.
FETÖ’cüler gitsin yerine Milli Görüşçüler gelsin, yok İskenderpaşa’dan olsun.. Yok yok Kartal İmam-Hatipli olsun.. Bunların hepsi aynı şey.
“Nurcuların Okuyucuları Osmanlı Arşivinde kadrolaşıyormuş” şimdi bir de bu çıktı başımıza. Dün de Menzilin Sağlık ve Enerji Bakanlıklarında nasıl kadrolaştıklarını okuyorduk.
Bugün hâlâ, merkezi hükümet, belediyeler, özerk kuruluşlarda bir adam şef olarak bir yere geliyor, hemen başlıyor “kadrolaşmaya”. Ehliyet-liyakat hak getire. Mobing’in daniskasını uyguluyorlar. Benden değilsen ne ihale alabilirsin ne işe girebilirsin. Hatta işinden ederler adamı.
Süleymancısı şurada, şucusu burada, Malatya grubu filan yerde. Tarikat, ideoloji, politik kadrolaşmayı bırakın, hemşehricilik bile önemli. Karadenizliler, Malatyalılar, Antepliler, Sıvaslılar, Antalya, Giresun, Konya… say sayabildiğin kadar. Bu işler ilçe hatta köye/kasabaya kadar iniyor. Kürtler ayrı bir alem Araplar ayrı bir alem. Çerkezi, Gürcüsü, Arnavudu ayrı bir alem. Bizden olmayana iş yok.