Bilardo’da bir kural var; vurduğunuz topun vurduğu topu nereye yönlendireceğini hesaba katmanız gerek. Hız ve şiddet, açı ve istikamet işin püf noktası.. Nereden başlamanız önemli. Varmak istediğiniz hedefe adım adım ilerleyeceksiniz. Şartları ona göre oluşturacaksınız.
Veliaht Prens yanlış bir oyun kurdu. Zamanlaması yanlıştı, istikameti yanlıştı, çok hızlı hareket etti, ihtirasları aklından büyüktü. Sonunda evdeki hesap çarşıya uymadı ve silah geri tepti, Dimyad’a pirince giderken evdeki bulgurdan oldu.
O bilmiyordu ki, “haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok etti.”
Veliahd Prens ve işbirlikçilerinin kılavuzu Dahlan’dı. (O şimdi hastahanede). Dahlan aklınca İsrail’le anlaşacak ve Filistin’in lideri olacaktı. İsrail ve Amerika arkasında olunca her şeyin mümkün olduğunu düşünüyordu. “Yeni Ortadoğu / New Middle East”, “Yeni BOP / Big Middle East Project” hayali Mısır, Suud ve bölgedeki bazı aşiretlerin iştihasını kabartmıştı. Sudeysi bile bu “Şeytani yalan”a inandırılmıştı. Sudeysi deyince aklıma hep Karun geliyor. Hani o da Hz. Musa ve Harun’dan sonra Tevrat’ı en iyi bilenlerdendi! Kur’an’ı okurken ağlayan adam, bizim “ağlayan hoca” ya ne kadar benziyor. Hani şu Pensilvanyalı hocaya!
Kaşıkçı olayı aslında Türkiye’ye karşı bir komploya dönüştürülecekti. Oysa Kaşıkçı eski kıralın adamları tarafından bir lobi projesi idi, Dahlanistler, bu oyunu tersine çevirerek planladıkları cinayetin suçunu Türkiye’ye yıkacaklardı. Akıllarınca her şeyi hazırlamışlardı. İş tereyağdan kıl çeker gibi halledilecekti.