Neyi kazanmak istiyorsunuz, alınıp satılan bir şey mi istediğiniz. Mal, mülk değilse; şan, şeref, makam, mevki mi! Bunlara ulaşamayınca kaybetmiş mi oluyorsunuz? Peki, bunlar ne kadar değerli olursa olsun, bunları vererek daha değerli bir şey almak istemez misiniz!
Mesela candan daha değerli ne var ki.. Konforlu, keyifli, sağlıklı, rahat ve uzun ömürlü bir hayatı kim istemez değil mi? “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”
Hay Allah, hani biz, “Mallarımız, canlarımız, sevdiklerimiz Allah yolunda feda olsun” diyenlerdendik! Hani “Ey şehid” diye ezgiler söylüyorduk. Hani “Rıza” yolunda Çile’ye razıydık. Biliyorduk ki, “Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir”di ve “Allah bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecek”ti. Ve O, bizi her zaman “sabredenlerden, şükredenlerden, direnenlerden bulacaktı”. Hani hayat “iman ve cihad”dan ibaretti! Öyle bir hayata çattık ki, amentüyü ezbere okusak da hayatımızda ne kadar karşılığı olduğunu Grip’19 sürecinde gördük. Cihad’ı da artık dilimize almıyoruz. Çünkü Cihad’dan anlaşılan artık “kelle kesmek” şeklinde anlaşılıyor nerede ise.. Terörle ilişkilendiriliyor.