Eğriye eğri, doğruya doğru, yanlış bir iş yapsa da, ters yöne gitse de, yaptığı işin kendisine, ülkesine, hizmet ettiğini sandığı çevrelere bir faydası olmasa da, iyi bir performans ortaya koydu..
6 ay bir güz gidip, bir arpa boyu yol almadı aslında, esrik başın cezasını sadece ayakları çekti. Ramazan-bayram demedi, yürüdü. Sadece yürüdü, ama varmak istediği hedeften bugün çok daha uzak. Çünkü yürüdükçe kendinden uzaklaşan bir hedefe doğru yürüdü. Çünkü ters bir yönde ilerliyordu.
Dağlara tırmandı, yamaçlardan indi, güneş altında, yağmurda yürüyüşünü sürdürdü. Ve İstanbul’a geldi. Hoş mu geldi, safa mı getirdi göreceğiz.
Gideceği yeri bilmeyen bir kaptana hiçbir rüzgar fayda sağlamaz. Kılıçdaroğlu şimdi ne yapacak. Partisinden aykırı sesler yükselmeye başladı bile. Artık mızrak çuvala sığmıyor. İstanbul’a yaklaştıkça oynanan oyunun çirkin yüzü daha belirgin bir hal alıyor.
Geçen gün G20’leri yazdım. Almanya’daki karşı gösterilerden söz ettim. Almanya demokratik bir ülke değil mi? Muhalefet nasıl cesur bir şekilde sesini yükseltti değil mi?