Nefsimize güvenmeyelim. O bizi dostu olduğu Şeytanın dostu yapmak ister. Şeytanın dostlarından uzak duralım. Taşlanmış, lanetlenmiş Şeytanın şerrinden ve Hannas’ın vesvesesinden Allah’a sığınalım. Heva ve heveslerden uzaklaşalım. Dünya oyun ya da eğlence yeri değil. Bizim boşa geçirecek bir saniye zamanımız yok aslında, boşa harcayacak bir kuruş paramız da yok, feda edecek tek bir insanımız olmadığı gibi. “Bana kimse karışamaz” demeyin, bize yanıldığımızda bizi uyaracak, bize öğüt verecek dostlara ihtiyacımız var. Ama ne öğüt veren kaldı, ne öğüt alan. Öğüt veren kişilerin öğütleri de aslında “öğüt”...