İnsanları iki şeyle yönetiyorlar: Korku ve umut. Havuç ve sopa.
İçeride bir cazibe merkezi oluşturacaksın; o din, ideal, sağlık, şan, şeref, ülke her şey olabilir. Onun cazibesini, dış tehditle kışkırtacak ve destekleyeceksin.
Merkezde dünya ve ahiret saadeti de olabilir ve kitleleri harekete geçmeye çağıracaksınız.
Kimi paraya diker gözünü, eğer dünyevi bir gaye için koşuyorsa, onunla her şeyi satın alabileceğini düşünür. Kimi daha kötü olmadığı için sabreder, şükreder, elindeki ile yetinir, onu kaybetmemek için çabalar, kimi hep şikayet eder. Hem yükselmek için umudu vardır ve hem de kaybetme korkusu. Biz korku ile umud arasında bir yerde duralım. Havf ile reca dengesini koruyalım.
Bu denge bozuldu mu hayat insana zehir olur. İnsan insandan korkar; insan hayvanlardan, böceklerden, mikroplardan korkar; havadan sudan topraktan, gökte olanlardan, yerde olanlardan korkmaya başlar.
Korku insani bir şeydir. Her şeyin fazlasında olduğu gibi korkunun fazlası da hastalıktır.