Suyun yapısını biliyorsunuz, 2 Hidrojen, bir Oksijen. Su bundan ibaret de değil, içinde anyonlar, katyonlar var. Anyon negatif elektrikle yüklü iyonlar, bir çözeltinin elektrolizi sırasında eksi uçta toplanan iyonlara deniyor.. Atomlar nötr halde ve iyon olarak bulunuyor. Bunlardan elektron alana Anyon, verene Katyon diyoruz.
Atom molekülleri yüksüzken elektron alarak negatif iyonlar yüklenir, bunlara Anyon diyoruz. Anyonlar fıtratları gereği, doyuma ulaşmak, eksiğini tamamlamak için elektron yüklenmeleri sonucu pozitif kutuba, Anot’a doğru hareket eder. Anyonların tam tersine Katyonlar pozitif yüklü olan iyonlardan oluşur. Katyonlar fıtratları gereği negatif kutba doğru, Katot’a hareket ederler. Negatif Protonlarından daha pozitif Proton bulunduran atom ya da moleküllere Katyon diyoruz. Su, biliyorsunuz, katı, sıvı ve gaz halde bulunur.. Bulunduğu ortama göre şekil değiştirir Arsenik, Florür, Nitrat gibi riskli maddeler de bulunabilir.. Calsium ya da Magnezyum da olabilir.. Demir de olabilir..
Durup dururken niye sudan söz ediyorum? “Havadan sudan” konuşmak için değil. Kaldı ki, hava da, su da çok önemli.. Hava ve su, ekmekten daha önemlidir..
Havamız da, suyumuz da tehdit altında, bu arada bunu da söyleyeyim. Suyu meydana getiren iki temel, değişmez Hidrojen ve Oksijendir. Biri yanıcı, öteki yakıcı. Her ikisi de tek başına “anti biotik” özellik gösterir. Her ikisi de yanıcı ve yakıcı özellikleri ile “ateş”in iki unsurunu oluşturur. Gel gör ki, bu ikili buluşunca hayatın temel taşı ve söndürücü olur..
Biz, biliyorsunuz “su medeniyeti”yiz! Doğu Toprak, Batı Ateş, biz Su! Ve biz biliriz ki, Doğu da, Batı da Allah’ındır. Ateş de, su da içimizdedir. Hayat da ölüm de içimizde saklıdır. Gaz da oluruz, sıvı da, taş da keseriz. Yerin altında gizlenir, yeryüzünde, ırmak olur, göl olur, deniz oluruz. Ya da bulut olur göklerde gezeriz.