Bazı kelimeleri ne kadar kullanıyoruz, hem de ne anlama geldiğini bilmeden ve düşünmeden.
Her tarafta “Kült-ür merkezi”, her tarafta “Spor salonu”, her tarafta “Okul”..
Bunlar aslında işgal ordularının Truva atları.. Hatta giderek “cami”lerimiz de elden çıkıyor. İkonalarımız oluşuyor, ritüel, seremoni, dua ve ayin-i ruhaniler camiye hakim oluyor.
İçimiz, dışımız “batı”.. Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz. Ve artık onların “dil”i ile de konuşmaya başladık. Okul onların, Media da öyle. STK’lar da fonlanınca bizim birçok STK, batılı yaşam tarzı ve algı dünyasının misyoneri oldu.
Bizim çocuklarımız kendi musikisinin makamlarını da bilmez, kendi aylarının adını da. Ve bilmediğini de bilmez. Dahası böyle bir derdi de yoktur. Bu nesil, din, tarih ve gelenekten kopartıldı. Osman Yüksel”in “Bir Nesli Nasıl Mahvettiler” diye bir eseri vardı, işte böyle!