Ortalık, kurtarıcı lider, ideoloji, kurtarıcı bekleyen kalabalıklarla dolu. Bu kadar kurtarıcısı çok olan ülkelerin kurtuluşu kolay olmaz. Önce bu kurtarıcılardan kurtulmak gerek. Bir de herkes memleketi bir diğerinden kurtarmak istiyor. Kimse bir özeleştiriye yanaşmıyor. Yokuş aşağı gider gibi gidiyoruz. Dün Suriye’yi konuşuyorduk, bugün Afganistan’ı. Yarın Somali’yi konuşuruz.
“Şu halâskâr zâbitân” belasından bir türlü yakamızı kurtaramadık. Bu kadar çok kurtarıcısı olan bir ülkede belki de en acil iş kurtarıcılardan kurtulmak olmalı. Herkes bir kurtarıcı bekliyor, Mehdi, Mesih, Önder, komutan, bir mucize!.. Babanız peygamber olsa gelse, sizi kurtaramaz. Kurtarıcı yok. Onlar sizi kurtuluşa çağırırlar. Siz o çağrıya uyarsanız, Hz. İbrahim gibi tek başınıza da olsanız kurtuluş sizi bulur. Mucize gerçekleşir. Hızır yoldaşınız olmuşsa, uzaklar yakın olur. Hz. Yunus sizi bırakıp gitse de, O’nun davetine uyanlardan olursanız melekler yoldaşınız olur. Denizler önünüzde eğilir, siz tekrar O’nun ipini bıraktığınızda ise, başınızda peygamberleriniz de olsa, 10 günlük yolu 40 yılda Tihan edersiniz. Birileri...