Bu konu tartışılırken sustum. Abdullah Yıldız , “yazmayacak mısın” dedi, ben de “bu tartışmanın alevlenmesini istemiyorum. Dinde ateşli bir tartışmanın tarafı olmak istemiyorum” dedim. Bugün bu konuyu tartışan yok. Ben de bugün bu konuya ilişkin düşüncelerimi açıklamak istiyorum.
Tartışmayı çok seviyoruz. Konuşarak anlaşamıyoruz. Herkes fikrini ötekine kabul ettirmek istiyor. Temel yanlış burada. Kimse kendisinin, liderinin, şeyhinin yanılabileceğini düşünmüyor. Oysa Peygamberler dışında mutlak anlamda masum kimse yok.
Şia’da imamlar masum. Sünnilerde şeyhler de öyle. F. Gülen yanılmış olabilir mi mesela, adam, Cebrail’e bile gerek olmadan destursuz gidip geliyor. Üçler, yediler, 40’lar meclisinde birileri Peygamberlerle konuşup geliyor. O zaman da ne derlerse “işittik, iman ettik” demeniz gerekiyor. (Haşa)
“Kutsamak”, “Mukaddes”, “Perestiş etmek”, “Mabed”, “Mabud”, “İbadet” bunlar ne demek hiç düşündünüz mü?
Hani “Din büyüklerinizi İlah ve Rab edinmeyin” diye bir ayet gelmişti de, Hatem ibni Adiy, “Ey Allah’ın resulü, biz din büyüklerimizi ilah ve Rab edinmezdik ki” demişti de, Peygamberimiz ona, “Hani din büyükleriniz size bir şey söylerlerdi de, siz o şey üzerinde düşünmeden o şeyi kabul ya da red etmez mi idiniz? İşte bu onları İlah ve Rab edinmek demektir”.