Abdurrahman Dilipak Yeni Akit Gazetesi

Maduro sana söylüyorum, Erdoğan sen dinle!

Maduro 8 gün içinde seçim kararı almalı imiş. Yok canım. Macron niye 8 gün içinde seçim kararı almıyor ya da Trump veya May. Sisi niye seçim kararı almıyor 8 gün içinde. Ya da Veliaht Prens Selman....

01 Şubat 2019 | 20.748 okunma

Maduro 8 gün içinde seçim kararı almalı imiş. Yok canım. Macron niye 8 gün içinde seçim kararı almıyor ya da Trump veya May. Sisi niye seçim kararı almıyor 8 gün içinde. Ya da Veliaht Prens Selman. Kaşıkçı cinayetinin üzerinden kaç gün geçti, bir cevap var mı! Adam ülkenin para babalarını toplayıp sermayelerine el koydu, kimsenin sesi çıktı mı? İşte Küresel kapitalizm böyle bir şeydir. Herkes efendilerinin önünde eşit ve uygun adım. Ama efendiler bu kurala uymak zorunda değiller. Hatta onlar kendi aralarında da eşit değiller.

5’li çete sadece 28 Şubat’ta yoktu, BM Güvenlik Konseyinde de var. Ve artık kedi aralarında da birbirlerine dişlerini gösteriyorlar. Mesela Irak’ın Kerkük kentini ziyaret eden Çin Halk Cumhuriyeti›nin Bağdat Büyükelçisi Chen Viching, ülkesinin Kerkük kentinin kalkınması ve altyapısının yeniden inşa edilmesine katkıda bulunmak istediğini belirtti. Çin artık burnumuzun dibinde. Kuveyt’in starejik öneme sahip Fav adası Çinliler tarafından kiralandı. Şimdi de Kerkük için göz çırpıyorlar. Bu hamle körfezdeki bütün dengeleri altüst edecek bir adım.

Şöyle bir söz var: Ben amcaoğullarım ile kavgadayım. Ben ve amcaoğullarım düşmanla savaştayız.

AB ülkeleri ABD ile kavga ediyor ve bir bakıyorsunuz ABD-AB ile beraber olmuş, Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro Moros’a saldırıyorlar. Ortak çıkarları söz konusu ya, kendi aralarındaki kavgayı unutuveriyorlar. Biri giderse, domino etkisi ile diğerlerinin de bu işten büyük zarar göreceklerinin farkındalar.

Ama aynı yardımlaşmayı mesela İsrailin Filistin halkına karşı düşmanca politikalarına karşı göstermiyorlar. Çıkarları söz konusu olduğunda ilkeleri helvadan bir puta dönüşüyor. Zaten puta dönüşmeden de bir makyaj malzemesinden başka bir şey değil. Tavşana kaç, tazıya tut diyorlar. Önce kıyafet değiştirip ya da maşa kullanıp, kötü adam oluyor, hastalık saçıyorlar sonra da doktor kılığına girip gelip bize akıl vermeye kalkıyorlar. Bunların, adalet, barış, özgürlük, insan hakları, çevrecilik dedikleri şey “oltaya taktıkları yem”den başka bir şey değil. Irak’ı demokrasi ve özgürlük getiriyoruz diye işgal etmediler mi? Bizim hapishanelerimizi denetleyenlerin Ebu Gureyb ya da Guantanamo’da neler yaptıklarını görmedik mi? Gulak Takımadalarından ne farkı vardı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şimdi veda vaktidir 01 Eylül 2022 | 7.669 Okunma Devlet adamına saygı 31 Ağustos 2022 | 2.135 Okunma Yasa yapmak 30 Ağustos 2022 | 905 Okunma Bana güven, gerisini merak etme sen 29 Ağustos 2022 | 3.081 Okunma Çorba sever misiniz? 28 Ağustos 2022 | 1.603 Okunma