Çocukluğumuzda öyle derlerdi: “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır”. 40 ikindi yağmurları yağardı Karadeniz’de, “Kocakarı soğukları” vardı. “Küresel ısınmayı” bilmezdik eskiden.
“Mart” diyince “31 Mart” gelirdi aklımıza. “İrtica” gelirdi. Mustafa Kemal Selanik’ten İstanbul’a gelen harekat ordusunda yer almıştı..
Hemen hatırlatalım, tarihteki 31 Mart, bugünkü 31 Mart değil.. Osmanlı çok dilli, çok kültürlü bir toplumdu. Sadece Hicri takvim kullanılmazdı, Miladi takvim de vardı, Rumi takvim diye bir başka takvim daha kullanılırdı, resmi işlemler için.
109. yılında 31 Mart isyanı tarihimizin karanlık dönemlerinden biridir. Osmanlıda ilk irticai ayaklanma komplosu 31 Mart 1325/ 13 Nisan 1909’da Rumeli’den İstanbul’a getirilip Taşkışla’ya yerleştirilen 4. Avcı Taburu tarafından başlatılmıştı.
Mart ayına girerken gündem yine aynı. Afrin, uyum yasaları, seçim, terör, AB, ABD ile ilişkiler, ittifak konusu, FETÖ ve bunlara benzer şeyler.. Şimdi buna bir de Salih Müslüm belası eklendi. Batı yine bildik batı. Garp cephesinde yeni bir durum yok.