Bir Müslüman günde kaç kere Fatiha okur.. Allahu ekber der, Sübhanallah der, Elhamdülillah der, “iyya kenağbüdü ve iyya kenestaiyn” der. Ya da “Hasbünallahü ve ni’mel-vekil ve nimel Mevla ve nimen-nasir gufrâneke Rabbenâ ve ileykel-masîr” der.
Bir Müslüman’ın hayatında, kader, rızık ve ecel ne anlama gelir. Müslüman aklında kuyudaki Yusuf ya da Hz. İsmail olayı nasıl bir anlam kazanır.
Allah bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak, mazlumlara yardım etmek istiyorsa buna kim engel olabilir.
Davud aleyhisselamın sapanı, Hz. Musa’nın asası Müslüman aklında farklı bir boyuta taşır bizi.
Evet bize hayır gibi gelende şer, şer gibi gelende hayır olabilir.. Ama öte yandan Hakk’ın yeryüzünde gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olacağız.. Allah bizi yeryüzünün varisi kılmak istiyor, yeryüzünü bize mescid kılmak istiyor..
Evet evet, biz yeryüzünde Hakk’ın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olacağız. Herkes ve her şey, hayır ya da şer, Allah’ın iradesi içindedir. “Ve bil gaderi hayrihi ve şerrihi, minellahi teala”. Biz Allah’ın rızasına talibiz. Biz Allah’ın açıklanmış rızasının tecellisinin vesilesi olacağız.