Eskiden nan-ı aziz denirdi. Şimdilerde “Ekmek” diyorlar. “Yufka” diyorlar, “pide” diyorlar. Biz 1970 öncesi “somun” derdik.
O kadar çok ekmek çeşidi var ki, tahıllı, çavdarlı, kepekli, tam buğday, tandır, lavaş, ekşi mayalı, mısır, karabuğday (karakılçık), siyez, yulaf ekmeği, tost ekmeği, köy ekmeği, patatesli ekmek, arpa ekmeği, nişasta ekmeği, artizan ekmekler, organik ekmek, Hemşin ekmeği, pide, baget, kömbe, Kastamonu, Yörük, Muttalıp ekmeği, Akdeniz ekmeği, arpalı ekmek, altın çörek, sandviç, hamburger ekmeği, ruşeymli ekmek, gulutenli ekmek, gulutensiz ekmek vs. Daha sayayım ister misiniz?
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı ekmek fiyatına yüzde 15 artış yapılacağını duyurdu. Balcı ekmeğin kilogramının 5 TL 75 kuruşu geçmeyeceğini belirtirken bu artışın şehirlere göre farklılık gösterebileceğini ifade etti.
Mesela bizim 1960’ların başına kadar evimizde yaptığımız “Mıkdanlı” diye bir ekmek vardı. Buğday, arpa, yulaf, patates, hatta keçiboynuzu unu ve mantar da katılırdı. Her türlü bakliyat ve yağlı çekirdek bu ekmeğe katılırdı.
Şimdi yediğimiz ekmek nan-ı aziz değil. Bir sürü kimyasal, gulutenli, geni ile oynanmış buğdaya katılıyor, sonuçta yediğimiz ekmek çıkıyor ortaya.