İnsanlığın geldiği hale bakar mısınız, herkes BEN diyor. Her şey kendinin olsun istiyor. BEN diyen, sadece kendisi ve kendisi gibilerin BEN’idir. Onların dışında kocaman bir dünya var ve o BEN diyen kişi “öteki” dediklerinin “ötekisi”dir.
Herkes “öteki”dir aslında.
“Öteki”ne karşı kendini merkeze koyanlar, hem dünyada, hem ahirette yalnızlık çekecekler. “Biz” derken bile BEN diyorlar aslında.
Benim sana uzaklığım, senin bana uzaklığına eşittir. Burada eşitiz de, asıl soru şu: Kim Hakk’a, hakikate daha yakın. Onun için yüzümüzü Hakk’a dönmemiz ve Hakk’ın penceresinden kendi nefsimize bir bakmamız gerek. Aslında aklımızla ruhumuz ve nefsimiz arasındaki farkı ölçmeden biz kimiz buna karar vermemiz zor. Onun için “Nefsini bilen Rabbini bilir” denmiştir. Bu anlamda insan ya Rabbinin sevgili kuludur, ya da şeytanın böbürlenen uşağı.
Şimdi hepimiz kendi nefsimize, piyasaya, siyasete, bürokrasiye, ülkemizin, bölgemizin, dünyanın haline bakalım.. Görünen o ki, halimiz hiç de iç açıcı...