Siyasi gündem operasyonun gölgesinde kaldı. Birçok tartışma operasyon sonrasına ertelendi.
Silahlar konuşunca insanlar susuyor. Afet zamanlarında da öyle. Sonra her şey eski haline dönüyor.
Ve şimdi, insanlar “nerede kalmıştık” diye soracaklar ve kaldıkları yerden devam edecekler. Buna bir de operasyona ilişkin komplolar, senaryolar eklenecek..
Bu maddi kazanımlar aslında manevi kazanımların mı, manevi kazanımlar maddi kazanımın mı teminatı onu düşünmemiz gerek. Dünyevi kazanımlar çoğu zaman manevi kazanımlarla ters orantılıdır. Bu konuda İbni Haldun’a bakmak gerek. İbni Haldun Üniversitesi’nin bunu topluma anlatmak gibi, onun ismini kullanmaktan dolayı bir borcu var. İbni Haldun ve daha bir hikmet sahibi, arif insan; servet ve iktidarın, gücün insan davranışını nasıl etkilediğini, insanları nasıl vahşileştirdiğini, kıskanç ve saldırgan yaptığıni, kibir ve lükse sevk ettiğini, zevk ve heyecan arayışına ittiği ve güce, iktidara sahip olanların sahip olduklarını kaybetme korkusu ve başkalarına karşı, o güç ve servetlerini sürdürmek adına nasıl korkutucu olduklarını ve bunların nasıl doğup, büyüyüp, yükseldiklerini ve yıkıldıklarını anlatır.
Dünyevi kazanımları gözümüze çok yaklaştırırsak, arkasında öteki dünyayı kaybedebiliriz. Ve hele dünyevi kazanımlar manevi kayıpların üzerine asla bir şal gibi örtülmemeli. Aksine bu süreci, heyecanı, mutluluğu şimdi, sorunları çözmek için, gerçeklerle yüzleşmek için bir fırsat bilmeliyiz.
Aile ve gençlik iki temel sorun. Tarım ve sağlık bir başka iki sorun. Ekonomi ve dış politika da öyle. Dijital çağa doğru sürüklenirken altyapımızın olmaması çok büyük bir eksiklik. Geç kaldık ve hâlâ bir hareketlilik de gözükmüyor. Bunu engelleyen bir el var. Bu da siber güvenlik açığını her gün daha fazla büyütüyor. Bunun ekonomi, siyaset, günlük hayat, savunma ve dış politikada olumsuz sonuçları var..