Ben AK Parti davası ile ilgilenirken önemli gelişmeler yaşandı ülkemizde. Mesela İsrail Cumhurbaşkanını bekliyorduk geldi. O “zeytin dalı” ile geldi ve onu havaalanında İbrahim Kalın karşıladı. İbrahim Kalın gitmişti daha önce şimdi Dışişleri Bakanı gidecek Filistin’e.
Dışişleri Bakanı ile mevkidaşı Kudüs’te mi, yoksa Tel Aviv’de mi bir araya gelecek. Dışişleri Bakanını kim karşılayacak. Mevlüt Çavuşoğlu’nu “uzun masa”ya mı oturtacaklar, yan yana mı oturacaklar. Ya da oturacağı koltuğun ayaklarının uzunluğunda(!?) olacak gözümüz.
Bu ziyaretin “Key Word”leri şöyle: “Reel politik”, “ulusal çıkar”, “karşılıklı çıkar”, “dünya gerçekleri”, “ekonomik gerçekler”.
Ulus devletin kutsal teslisi şunlardır. Rasyonalizm, pragmatizm ve determinizm. Bu pragmatizm denen şey icabında ucu açık, oportünizme kadar götürür sizi. Seküler teslisin kutsalı yoktur. Sözlüklerinde “vefa” ya da yer yoktur. Bu siyasette “ilke” ve “ahlak” yoktur. Burada te’vil, takiyye her şey vardır ve “gayeye giden her yol meşrudur”. Birinin diğerine uzaklığı, berikinin ötekine uzaklığına eşittir. Bu tür “çıkar”a dayalı birliktelikler daha üstün bir çıkar ya da çıkardan büyük bir tehdit, ya da ortak menfaatin bitmesiyle biter. Eğer uzun süren bir çıkar birliği söz konusu olursa, taraflar birbiriyle benzer işler. “U borusu” gibi birbirini tamamlar ve dengelerler.