Aslında biz bize benzeriz. “Biz nasılsak öyle yönetiliriz” diye 40 defa yazmışımdır. Bu sadece devlet, bürokrasi, yargı, belediye değil, aile olarak da öyle, şirket olarak da, meslek odası olarak da öyle.
Hep ısrarla, “biz kendimizi değiştirmeliyiz” diyoruz. Ama çoğu kimse hep ötekini düşünüyor. Şeytan öyle düşünmemizi istiyor.
Sonuçta tencere yuvarlanıyor kapağını buluyor.
Basın çok kötü, piyasa çok kötü, siyaset çok kötü. Yok canım öyle değil. Toplumla bunlar “U borusu” gibidir. “Biz kendimizi değiştireceğiz” başka çare yok. Aksine, herkes kendini merkeze alıp, başkasının değişmesini istememiz, değişimin önündeki en büyük engel. Sözle değişim isterken, eylem olarak statüyü savunuyoruz.
Bakın, bu durum çocuklarımız ve gençler üzerinde bir kişilik bozukluğuna yol açıyor. İnsanlar egosantirik / benmerkezci ve agnostik oluyor. Bunu biz yapıyoruz.