Süper ay, Trump’un seçilmesi, Avrupa’da faşizmin yükselişi, FETÖ, PYD, DAEŞ derken insanlar “dünya nereye gidiyor?” diye bir endişeye kapıldı. Zaten yeni bir yılın eşiğindeyiz. Avrupa’da 2017 Kehanetleri en çok yazılan okunanlar arasında..
Hayat devam ediyor ve biz imtihan oluyoruz.. Bugün başka bir gündemi yazacağım.
Hep Müslümanların vahdetinden söz ediyoruz da, peki nasıl olacak bu iş. Sufi’si, Selefi’si, Şii’si yerinden milim kıpırdamayacak, kendini değiştirmeye yanaşmayacak, sonra da vahdet olacak..
Yok böyle bir şey.. Gerçekten vahdet istiyorsanız, dininizi Allah’a has kılacaksınız.. Yanılmaz önderlerin, liderlerin karizması çevresinde bir birlik iddiasında bulunmayacaksınız. Öyle haşa gayb tasarrufuna, kalpler üzerinde tasarrufa sahip liderlerle neyi istişare edeceksiniz, neyin şurasını yapacaksınız ki.
Bir de “vur de vuralım, öl de ölelim” diyenler var, ölmeye, öldürmeye hazır..
Mehdi gelecek, bizi kurtaracak öyle mi? Neden kimse Dabbetül Arz, Yecüc-Mecüc, Sekine gibi ismi açıkça belirtilenlerden değil de, tartışmalı konuları öne sürüyor hep..
Bakın, gelen mehdi değil, peygamber olsa, sizi kimse kurtaramaz. “Herkes için ancak yaptığının karşılığı vardır”. Peygamberlerin kurtarıcı gücü yok, onlar Allah’a, resulüne, kitaba, yani kurtuluşa, Allah’ın ipinden tutunmaya çağırırlar.. Kurtuluşa erenler bu davete olumlu cevap verenlerdir.
Mehdi-Mesih gelecek kendilerini kurtaracak diye bekleyenlere kötü bir haberim var..
ABD, kadrolu bir mehdi gönderirse ne yapacaksınız? Evrenesoğlu da Mehdi, Gülen zaten Kainat İmamı, Mezarcı Mesih.. Yahudiler, Hristiyanlar, bizdeki Şiiler, Sünniler farklı kişilikleri bekliyorlar. Biri Armageddon’dan, ötekisi Melheme-i Kübra’dan, biri anti Chirist’ten, öteki Deccal’den söz ediyor..