Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kayıtlarına göre, faaliyette olan 120 partiden 91’inde 14 milyon 777 bin 588 üye yer alıyor. Yani ortalama 15 milyon parti üyesi var. Bugün 60 milyon seçmenin varlığından söz edildiğine göre, 4 seçmenden biri parti üyesi, nasıl oluyorsa.
Ha, bu arada oy kullanan seçmen sayısı 50 milyon civarında. Bir aile 3 kişi deseniz, parti üyesi olmayan ev yok gibi sanki.
Bakın nasıl böyle bir toplumda sivil akıl olabilir. Toplum politize olmuş, dahası partizanca bir tavır içindeler. CHP zaten tek parti olmasının ötesinde, partili olsun olmasın, ilkeleri ve politik programını topluma dayatan, toplumun, inanç, tarih ve geleneğini dönüştürme iddiasında, dinler üstü bir din, ideolojiler üzerinden bir ideoloji gibi bir yeri vardı. Tek adam, tek parti ve ideoloji..
CHP’nin bu üzerine cumhuriyet şalı örtülmüş, monarşik yapısı diğer partiler için de model oluşturuyor. Her parti lideri bu anlamda minyatür bir Atatürk’tür. Kongrelerine bakın, ortaya bayrak asılır. Bayrağın bir yanına Mustafa Kemal’in resmi asılır, öte yanına “lider”in resmi asılır, “o işte bugün benim” der gibi. CHP’deki bu lider fetişizmi bugün birçok parti için geçerli.
Biliyorsunuz “Führer”; “ulu önder” demektir. 10. Yıl albümünde ortak ideallerden söz edilen yabancı devlet adamı olarak Hitler’in önemli, farklı bir yeri vardır.
Bizdeki STK’ların büyük bir çoğunluğu siyasetin arka bahçesidir, ya da siyasete sıçramak için bir tramplen tahtası gibi kullanılır.