Ne yani, rüya mı gördük. 28 Şubat’ta post modern bir darbe yaşamadık mı?
Ergenekon, Balyoz hayal mi idi? Türkiye’de derin devlet yok mu idi. Darbeci subaylar yok mu idi.. O belgeleri savcılığa taşıyan gazeteci, her yerde uluorta, Erdoğan’ın ellerine kelepçe takıp, sokak sokak dolaştıracaklarını söylüyordu. Meydan okuyor, tehdit ediyordu..
Sahi, o Çetin Doğan, Hurşit Tolon’un o ses kayıtlarına ne oldu?.. Bana sorarsanız, ordunun içinde darbeci bir kanat vardı. Ama içeri atılanlar sadece, paralelcilerin derin devlete entegre edilmesine karşı çıkan kanattı. Diğerlerine dokunulmadı. İçeri atılanlar, sadece bu karşı çıkanlar değil, paralel yapının kendi önünde engel olarak gördüğü birtakım isimleri de içeri attılar.. Yetmedi, bir de yukarıdakiler paralel yapıya tabi olmayı kabul ederlerse yerlerine içeride tutulacak birtakım “günah keçileri”ni de bu listeye eklemişlerdi.. Bütün bunları unuttular..
Soruları nasıl çaldılar, kendi adamlarını nasıl terfi ettirdiler, önlerinde engel gördüklerinin sicili ile nasıl oynadılar.. İnkarla neyi değiştireceklerini sanıyorlar.. Eğer engellemeselerdi, bulundukları yerde başkaları olacaktı. Daha acımasız ve yaygın bir hukuksuzluk olacaktı büyük bir ihtimalle..