Eskiden ARAMCO üzerinden ARAP-ABD ilişkileri sorgulanırdı. Bu “dostluğun” damarlarında dolaşan kan, kuşkusuz “Petrol”dü. İngilizlerin gözünde zaten “Bir damla kan, bir damla petrol” değil mi idi, geçmişte!
Sahi, batılıların gözünde “bir damla gözyaşı” ve “bir damla alınteri”nin değeri nedir?
Biliyor olmalısınız, Osmanlı’ya ihanet eden Arap aşiretlerinin başında Şerif Hüseyin ve Saud ailesi vardı. Aslında Saud ailesi dindar bir aile değil. Kökleri Beni Kurayza’ya kadar gider. Osmanlı’ya ihanet eden aşiretlerin hemen hemen tamamı sorunlu aşiretler.. Ama mesela, yeğeni tarafından 1972 yılında şehid edilen Kral Faysal b. Abdulaziz de bu aileden gelmekle birlikte şeref ve izzet sahibi bir insandı.
ARAMCO’dan ciddi anlamda bir kaynak Şeyh ailesine aktarılıyordu. Şeyh ailesi Vehhabiliğin günümüzdeki temsilcisidir. Her yeniliği bid’ad olarak görür ve reddeder. Bir yandan Sufi geleneğe, öte yandan Şia’ya şiddetle karşıdır.
Bu hareketin kurucusu Abdulvahhab 1703-1787 tarihleri arasında yaşadı. Muhammed İbn Abdülvehhab’in düşünceleri, Deriye Emiri olan Muhammed bin Suud ile 1744 yılında tanışmasıyla siyasi bir hareket mahiyeti kazandı. 1811 Vehhabi’lik adına hareket eden Suud Emirliği Halep’ten Hind Okyanusuna, Basra Körfezi ve Irak sınırından Kızıl Deniz’e kadar yayıldı.
Vehhabilik hareketinin Osmanlılar için önemli bir sorun durumuna gelmesi üzerine 2.Mahmut, Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşayı sorunu çözmekle görevlendirdi. Mehmet Ali Pasa, oğlu Tosun komutasındaki orduyla 1812-13 arasında Mekke, Medine ve Taif’i Vehhabilerin elinden kurtardı. Daha sonra bizzat Emir Abdülaziz’in üzerine yürüdü. 1814’de Emir Abdülaziz’in ölümü üzerine Vehhabiler yenilgiye uğradı. Nihayet Mehmet Ali Paşa’nın kumandanı İbrahim paşa, Abdülaziz’in yerine geçen oğlu Abdullah ve çocuklarını esir ederek İstanbul’a gönderdi. Bunlar İstanbul’da 17.12.1819 tarihinde idam edildiler. Osmanlı’ya düşmanlıklarının sebeblerinden biri de bu.