Cumhurbaşkanı geçen gün “Seferberlik” ilan ettiğinde, insanlar “ne oluyor, nereye gidiyoruz” demişlerdi.
Sonunda savaş başladı. Tamam sıcak savaş değil, soğuk savaş ama savaş başladı.. Psikolojk savaş, ama sonuçta savaş. Bu tam anlamı ile “Topyekûn bir savaş”.. Bu savaş öyle bugünden yarına bitmeyecek.. Tahran, Yalta, Potsdam, Lozan, Sykes-Picot, Belfaur, Montreux, Ankara anlaşması hepsi yeniden konuşulacak..
1. Dünya Savaşı, Avusturya-Macar İmparatorluğu Veliahdı Ferdinand ve eşinin bir Sırp tarafından vurulması ile yüz küsur yıl önce başlamıştı.. 2. Dünya Savaşı böyle başladı aslında. Soğuk savaş 2. Dünya Savaşının devamı idi. SSCB’nin dağılması ile soğuk savaş bitti dediler ama bitmedi şekil değiştirdi. Kızıl tehlikenin yerini “Yeşil tehlike” aldı. Tehdidin rengi kızıldan yeşile döndü. İslamofobia, ılımlı İslam bu savaşın yeni taktik senaryoları içinde yer alan yapıları ifade ediyordu.
Tekin Erer, 1970’lerde bizim için “Yeşil Komünist” diyordu. Zaten başından beri alnımıza “irtica” damgası vurulmuştu..
Bugün gelinen noktada PYD gibi Marksist olduğunu söyleyen bir örgütün karargâhında Amerikan bayrağı dalgalanıyor ve Amerikan askerinin omuzunda PYD arması var. DHKP-C militanı Brüksel’de himaye görüyor. PKK’lılar NATO ülkelerinde korunup destekleniyor.. FETÖ ya da DAEŞ de aynı yekûn içinde toplanıyor..
Şeytan ayetleri de bu senaryonun bir parçası idi. Yaşar Nuriler de..
Geldik bugüne. BOP çerçevesinde bizi kendi politikalarının koçbaşı yaparak, bizi ele geçirdikten sonra bizim üzerimizden İslam dünyasını ellerine geçireceklerdi. İlk olarak da 22 ülkenin sınır, rejim ve iktidarları değiştirilecekti. Ardından son İslam coğrafyası kontrollerine geçecek, ardından tüm dünyayı kontrollerine alacaklar, Yeni Dünya Düzeni hayata geçirilecekti.