Abdurrahman Dilipak Yeni Akit Gazetesi

Şeytan meydan okuyor!

İlk kural şu: Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Vehn hastalığına düşmeyin. Vehn neydi? Allah’ın Resulü “Vehn” konusunda ümmetini uyardı. Vehn, aşırı dünya sevgisi, dünya...

28 Mart 2019 | 8.985 okunma

İlk kural şu: Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Vehn hastalığına düşmeyin. Vehn neydi? Allah’ın Resulü “Vehn” konusunda ümmetini uyardı. Vehn, aşırı dünya sevgisi, dünya malına, mülküne, makamına, metaına aşırı meyletmenin adıdır. Yani şimdilerde “Sekülarizm” denilen “dünyevileşme şehveti” dedikleri şey olsa gerek. Ki; bu aynı zamanda bir doğru yoldan sapmayı beraberinde getiren bir ahlak krizinin işaretidir.. O hastalığın alameti “Dünyayı sevmek, dünya hayatını süs, oyun, eğlence olarak görmek ve ölümü kötü görmektir.” “Vehn” Dünya sevgisi ve ağzımızın tadını kaçıran ölümü hatırlamaktan rahatsız olma halidir. “Vehn krizi” ahirete karşılık dayanılmaz bir şehvetle dünyayı tercih etme halini ifade eder.. Bu dünya metaı karşılığında ahireti unutma halini ifade eder. İşte o zaman Allah düşmanlarınızın kalbinden size karşı korkuyu siler, onların cür’et ve cesaretini artırır, sizin kalbinize de “vehn” verir. Sonuçta zelil olursunuz! Sakın ola bu hataya düçar olmayalım.. Dininizden taviz vererek dünyayı kazanmayı hayal ederseniz, her ikisini birden kaybedersiniz. Hele Allah’ın size verdiği mühleti aleyhinizde kullanırsanız, gelen günler sizin için geçen günleri aratır!

Bazı şeylerin şüyuu vukuundan beterdir. Evet! Birileri karanlık işler peşinde. Bunlara dikkat etmek gerek.. Kapıdan kovarsınız, bacadan girerler.. Bazı dostlar bazı şeyleri çok tekrarlıyorsun” diyor. Ama ne yapayım. “Kellim kellim la yenfağ”. Söyle söyle fayda etmiyor. Ben de tekrar tekrar söylüyorum. “Ettekrarü vel ahsen, velev kane 180” derler ya, o hesap.  Bakıyorum, biz günde 40 kez Fatiha okuyoruz.. “Söz dinlemeyen bir topluluk” olduğumuz için olsa gerek durum bu.

İnsanlar daha önce “asla böyle bir şey olamaz”, “falan kişi böyle bir şey yapmış olamaz” der idi. Bugün gelinen noktada “Gerçek olabilir mi” diye sorma gereği duyan endişeli insanlar var. Bu güven krizi daha da derinleşmeden bir çözüm bulunulmalı..

Seçime giderken en büyük sorunların başında ekonomi yanında “aile” ve “gençlik” var. Son on yılda 15 milyon “seçmen” ürettik, her yaştan. Sonuç ortada. En çok konuşulan bir diğer konu “yolsuzluk, rüşvet ve torpil”. Haksız servet edinenlerin, hâlâ itibar görüyor oldukları kanaati, sapkın hayatları ve şımarık tavırları ve bunların rezillikleri. Herkesin bildiği, konuştuğu, şüyu bulmuş, sağır sultanın bile duyduğu şeyleri, yasama, yargı ve yürütme erkinin duymaması mümkün mü? Peki, neden bu konuların üzerine gidilemiyor. Şeytan sadece meydan okumuyor, bizim mahallede fazla mesai yapıyor. Ötekilerin bazıları zaten şeytanın misafirleri gibi sanki.

Euzu billahi mineşşeytanirracim” sadece söz de kaldı. Besmelesiz sözler ve işler yüzünden iki yakamız bir araya gelmiyor. Başımıza gelen felaketler yüzünden hem şeytanı ve onun avanesini suçluyoruz. Oysa şeytanın varlığı günah işlememizin bahanesi ve gerekçesi değildir ve olamaz. Bizim kendimizi değiştirmemiz gerek. Önce başımıza gelen felaketlerle ilgili ferden ferde ve her konuda “cahillik ettiğimizi ve zulüm bataklığına saptığımızı” itiraf etmemiz gerek. “İnni küntü minezzalimiyn” dememiz gerek.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şimdi veda vaktidir 01 Eylül 2022 | 7.668 Okunma Devlet adamına saygı 31 Ağustos 2022 | 2.135 Okunma Yasa yapmak 30 Ağustos 2022 | 905 Okunma Bana güven, gerisini merak etme sen 29 Ağustos 2022 | 3.081 Okunma Çorba sever misiniz? 28 Ağustos 2022 | 1.603 Okunma