Bir zamanlar “siyaset mi, politika mı” diye tartışırdık. Ve derdik ki, “Biz Politikacı değil, Siyasetçiyiz.” Yok efendim “Politika çok yüzlülük” demekmiş, yalancılık demekmiş.. “Yunanca”ya gıcık ya millet. Arapçaolsun gibi bir anlayış.
Mesela “Maslahat” kelimesi çok daha hoş “Sulh etmek” gibi bir anlamı var, ama “idare- maslahat”la onun da içini boşaltmışız..
Aslında Politika, Politia, yani şu bildiğimiz “Polis” kelimesi ile ilgili, şehri yönetimine gönderme yapan bir kelime..
Şehid, dini, etnik, ideolojik, politik, felsefi ve vicdani kanaat farklılıklarına sahip, kültürel ve gelir farklılığına, cinsiyet ve sınıf farklılıklarına sahip bu insanları bütün bu farklılıklarına rağmen nasıl bir arada tutacaksınız.
Politika, bu anlamda “Farklılıklarına rağmen barış içinde bir arada yaşama” sanatını ifade ediyor..
Eğer herkes aynı dine mensup, hatta aynı mezhebe mensupsa, onları dini önderleri yönetebilir.. Ya da herkes aynı aşiretten de, geleneksel metotlarla o aileyi yönetebilirsiniz. Ama bu farklılıklar sözkonusu ise ve siz, çevrenizdeki diğer topluluklarla ilişki içinde iseniz o zaman farklı bir yaklaşım gerekiyor.. Bir hukuk düzeni oluşturmanız gerekiyor..
Resulullahın Yesrib’de kurduğu şehir yönetimi, işte tam da böyle bir şeydi.. Yesrib’i Medine yapan şey buydu. Bir toplumsal sözleşme ve buna dayalı bir hukuk düzeni sözkonusu.. Medeniyet kelimesi de buradan kaynaklanıyor. “Medeni” dediğiniz kişi “Şehirli” demektir.. Bunun karşıtı “Bedevi”dir..