Meşhur bir söz vardır: Sinek küçük ama mide bulandırır.
Bazen küçük şeyler, birike birike büyür. “Damlaya damlaya göl olur”. Bazen küçük bir damla bardağı taşırır. O büyük füzeleri fırlatan küçük bir fünyedir.
Kibriti gözünüze çok yaklaştırırsanız arkasında kocaman bir ormanı kaybedersiniz.
Anlatacağım olay küçük, sıradan, basit bir olay, ama can sıkıcı. Bu olaylar yaygınlaşınca insanları canından bezdiriyor, öfkelendiriyor. O zaman bu küçük hadiseler, farklı eleştirileri de beraberinde getiriyor, bu küçük şeyler başka olaylar ve kişilerle ilişkilendirilince başka hikâyeler çıkıyor ortaya.
Geçenlerde yağmur yağdı. Hava birden soğudu. Gecenin karanlığında, trafikten kurtulup randevusuna kavuşmaya çalışan bir kardeşimiz, yan yola giriyor, fakat bir su birikintisinden geçerken arabanın ön tekerleri bir çukura düşüyor. Bir yandan yağmur yağıyor, öte yandan tek başına arabayı düştüğü yerden çıkarması mümkün değil. Belediyeden ilgili masayı arıyor. Onlar bir tamirat için taşeron firmaya verilen bir iş gereği açılan çukur olduğunu söylüyor ilgili masa. O birime yönlendiriliyor. İlgili birimi arıyor. Personel kalmadığı, dilekçe yazıp, şikâyetini kuruma iletmesini söylüyor.