(Haşa) Bu arabesk bir şarkının bir nakaratı. Yaşadığı zaman, mekan ve çevreden rahatsız.
Bu “insan” hep bir kurtarıcı arayacaktır. Kendine “yeni bir kader vaad eden” kişilerin peşine takılacaktır. Korkuları ve umutları vardır. Onu din büyükleri, iktidar ve güç sahipleri üzerinden dengelemek ister.
Oysa her insanın bir kaderi, rızgı ve eceli vardır. Toplumların da ve kimse bunu değiştiremez. Biz Allah’tan razı olacağız, O, bizden razı olsun yeter ki!” bizden istenen bu. Cihad, hicret ve çile de olabilir bunun içinde. Hüzün de olabilir.. Sonuçta sabretmemiz ve sabrı tavsiye edenlerden olmamız isteniyor.
Şunu bilelim ki, Allah’ın hazinelerinin anahtarı kimsenin elinde değildir..
Biz bir işe ve söze bakarken, onun usule, verilen söze, hakkaniyet çerçevesinde, ehliyet ve liyakat ölçüsünde, söze, sözleşmeye, istişareye ve şuraya uygun olarak yapılıp yapılmadığına bakarız. Sonuca değil..
Kimse Allah’ı belli bir davranışa zorlama gücüne sahip değildir. Doğduğumuz anne-baba, toprak, zaman, derimizin rengi ve cinsiyetimiz kaderimizin çizdiği bir çerçevedir. O zaman söz verirken ve talep ederken buna dikkat edelim.