Bizi Hacca ve Kurbana kavuşturan Allah’a hamdolsun..
Ve bir bayrama daha kavuştuk. Tavaf edecek, vakfeye duracak, Safa ileMerve arasında koşacak, şeytan taşlayacak, kurban keseceğiz..
Ölüm ve hayatı sorgulayacağız. Her birimiz biraz İbrahim, biraz İsmail bugün. Biz bugün biraz Haacer’iz..
Bugün “Kasaplar bayramı” ya da “kebab bayramı” değil.. Herkesin kendi İsmail’ini bulması gerek bugün.. Sahi bizim İsmail’imiz kim ve onu verebilir miyiz, hak yolda..
Kaderi, rızgı ve eceli sorgulayacağız bugün. Bu gün mahşeri yaşayacağız.. Bugün Allah’ın evinde buluşup, köle bir kadının ayak izlerinde koşacağız..
Biz, köle bir kadının çocuklarıyız.
Sahi biz ne kadar İsmail’iz, kızlarımız, kardeşlerimiz, annelerimiz, eşlerimiz, halalarımız, teyzelerimiz, ninelerimiz ne kadar Haacer’dir. Ne kadar ona benziyorlar.. Ne kadar Meryem, ne kadar Asiye, ne kadar Ayşe, ne kadar Fatıma, ne kadar Hatice’dir onlar..
Ben her bayramda Kudüs’ü düşünürüm.. İsra hadisesi, Mekke’den veKudüs’e yol gider. Resulullah, Mekke’de, yüzünü Kâbe’ye döndüğünde istikameti Kudüs olurdu..
Biz İstanbul’dan yüzümüzü Kâbe’ye döndüğümüzde yüzümüzü aynı zamanda Mescid-i Aksa’ya dönmüş oluruz. İstanbul bu anlamda “kıbleteyn”dir..