Ve nihayet “Bayram”a eriştik.
Bayram yapmayı hak edenlere ne mutlu. Veresetül enbiya sıfatı kazanan, yaşayan bir Kur’an olma iradesi ile hareket edenleri ıyd-i şerifleri dolayısı ile tebrik ediyorum.
Bayram yapmak, çok keyifli olmak anlamına gelmiyor. Dünyevi bir arzuya kavuşmanın neşesi, sevinci de değil bu aslında.
Tabii Riba’ya “faiz”, Vudu’ya “abdest”, Salat’a “namaz” deyince işler karışıyor. Bu arada Salat kelimesi İbranicede de “dua” anlamına gelir. Bizde de cümle içinde dua anlamı da kazanabilir.
Aslında nasıl batı dillerinin kökü Latince haline geldi ise, aslında Hz. İbrahim dönemi sonrası dillerin kökünde de Aramice var. Arabça ve İbranicenin kök dili, Hz. İsa aleyhisselamın konuştuğu dil olan Aramicedir. Ne yazık ki, Aramiceyi bilmiyoruz. “Iyd” Arabçada “Bayram” demek. Bu bayram bizim bildiğimiz “Bayram” değil. Bu dönüp gelen anlamındaki “Avdet” kelimesi ile ilgili. “Her yıl tekrarlanan, dönüp gelen mukaddes gün/zaman“ anlamına geliyor. O...