Evet, yarım doktor ‘can’dan, yarım hoca ‘din’den, yarın gerçek insanı hakikatten eder. İçine ağu (zehir) katılmış bal şifa vermez. Onun içindir ki, “Saf hakikat olan vahye kim bir şey ekler ya da odan bir şey çıkartırsa, kişi eklediği ya da çıkarttığı ile baş başa kalır, din aradan çekilir.”
15 Temmuz da öyle, aslında diğer darbeler de öyle, siyasi cinayetler de. İşin aslı içine bugünkü anlamda siyaset karışmış hiçbir şey hakikatin tamamını ifade etmez. İçine bu anlamda siyaset karışmış adalet de safiyetini kaybeder. İktisad da öyle. İşte onun için bize din ve devlet büyüklerini İlah ve Rab edinmememiz uyarısı yapılıyor.
Bizim geleneğimizde “makasid-i şeriye”nin gayesi maslahattır. Onun için “şeriatın kestiği parmak acımaz” denir. Şeriat meşruiyetin kaynağı olan hakikatin tesisi noktasında bu işin teminatı olan hukukun ikamesi ise maslahatın teminidir. Maslahat ise, insanın aklı ile vicdanını barıştıran, insanı insanla, insanı fıtrat ve tabiatla barıştıran, bunun neticesi olarak insanı Allah ile barıştıran süreci ifade eder. Değilse insan Allah’la savaştadır. O...