Havanın, suyun, toprağın ihtiyacı için değil; biz istediğimiz için değil; sağlık için, Starlink ve 5G’nin yaydığı radyasyon belasından kurtulmak için değil; daha fazla oksijen için değil; selüloz ihtiyacını buradan karşılayalım diye değil; Almanlara satalım diye, kenevir tarımı konusunda yeni birtakım düzenlemelere gidilmesi bekleniyor.
Üzülüyorum ve utanıyorum. Öz yurdunda garip, öz vatanında parya muamelesi görmek üzüyor insanı. Hem kenevir için bu durum böyle, hem bizim için.
Soruyorum; keneviri yasaklıyorsunuz da, neden solvent, tiner, asetonu yasaklamıyorsunuz?!
Batıdan gelen her tavsiyeyi emir telakki eden bilim adamları, siyasetçiler, bürokratlar, media, sivil toplum temsilcileri, bütün batıda kenevir serbest bırakılırken; bu konuda, serbest bırakma değil, doğru kullanımı için mevzuatta iyileştirmeye gitmiyorsunuz.
Ele geçirilen kenevir tarlalarını insafsızca yakıyorsunuz. Neden yed-i emine, TİGEM’e, üniversitelere vermiyorsunuz bu ekimleri. Yakıyorsunuz. Yanan topraktır. Savrulan duman çevreye zarar veriyor kimin umurunda. Kenevir ekimi serbest olursa, Mafia’nın çarkına çomak sokulur. Zaten esrar bulmak isteyip de bulamayan bir Allah’ın kulu var mı bu memlekette. İlkokula kadar düştü bu iş ya hu!
Bu işi yapmak çok kolay olunca herkes bu işe girmek isteyince olmuyor işte. Mafia’nın işine karışıyorsunuz. O zaman sizi ihbar ederler. Uyuşturucudan içeri girenlerin çoğu kontrol dışı unsurlar, piyasaya dışarıdan girmek isteyen grub elemanları ya da torbacı denen gruptan birileridir. Bunun adı “uyuşturucu ile mücadele”..