Bazı şeyleri yeniden düşünmenin zamanı gelmedi mi?!
Yeniden iman etmekten başlayarak, mezhebimizi, ideolojimizi, siyasi tercihimiz, aklınıza gelen ne varsa.
Ve tabii, okuyarak, düşünerek, istişare ve şura ile.
Mesela toplum olarak genel anlamda “atalarımızın dini ya da gelenek” hâkim aklımıza. Dini pratiklerimiz dar bir ilmihal bilgisi ile sınırlı. 29, 30, 32, 54 farz gibi mesela. Akaid temelli bir itikadımız yok. Okumadan imzaladığımız bir sözleşme metni gibi. Artık “Galu bela zamanı” diye bir zaman da gençleri “interesting” bulmuyor. “New age” moda akımlar, “yaşam tarzları” daha çok ilgilerini çekiyor sanki.
Kur’an’ın meali, hacim olarak “Çalıkuşu” romanı kadar, ama çoğu kimse zahmet edip, zaman ayırıp okumuyor. Evinde, işyerinde Kur’an-ı Kerim olmayanların oranı % 33. Üç evden birinde Kur’an-ı Kerim yok, bırakın meali.. Yokluğu da boşluk oluşturmuyor zihinlerde(!?). Hiç meal yüzü görmemiş yurttaş sayısı % 60+ bir de cevapsız: % 23. Meal okuyan sayısı % 17, Kur’an kursuna giden, İmam-Hatiplisi, ilahiyatçısı, cami cemaati, meraklısı dahil.