Çinli bir muhalif Amerika’ya kaçmış. Sığınma talep etmiş. Muhaceret bürosunda “Adın ne” demişler, “Hap Şu Ruk” demiş, “Adını değiştirmek ister misin” demişler “Evet” demiş. “Ne olsun yeni adın?” “Hapşu” demiş.
FETÖ’den kaçanların nereye gittiklerini izliyor musunuz, sakın yağmurdan kaçarken doluya kapılmasınlar!
FETÖ dediğiniz ne ki, Biraz Oppus Dei, biraz Moon, az biraz Mormon, biraz Kalvanizm tozu, işte öyle bir şey. CIA’nın, MOSSAD’ın, MI&’in Vatikan’ın mutfağında ne varsa o. Egzotik, “Euroasiya Egzotic Coctail”. Biraz da üzerine Scientology eklediğiniz mi al sana FETÖ.
Bir ara yazmışlardı, ABD’deki “New Age Religio”nın “Türkey” versiyonu için Kayseri işadamlarının sponsorluğunda “İslam Kalvinistleri”ni üreteceklerdi. Bunu yıllar öncesi yazmıştım da, Kayserili duyarlı bir Müslüman telefonla aramış, “Bizim Kayserililer Kalvinist, malvinist bilmez, ama zaten onların, belli bir yoldakilerin çoğu zaten “Galnavizli Müslüman” demişti.
Konyalılar için Mormonistik bir Müslümanlık anlayışı düşünülüyordu. Mevlana ve Şems ilişkisinden çağdaş platonik bir aşk hikayesi damıtmak gibi hayalleri vardı birilerinin. Yunus’tan “Folk İslam” için bir şeyler üretmek gerekiyordu. Maraş, Urfa, Diyarbakır farklı. Sahillerde Behailik örneği bir Müslümanlık öneriliyordu. Hatay ve Tunceli yöresindeki Alevileri Trakya ve sahillerle sentezleyeceklerdi.