Kim ne derse desin ABD yeni bir dolap çevirmek üzere hazırlık yapıyor. Yoksa daha önce en yetkili ağızdan, “DEAŞ bitti” diyen Amerikalı yetkililer iki de bir neden, “Türkiye’nin Zeytin Dalı operasyonu DEAŞ ile mücadelede dikkatleri dağıttı. Dikkatlerimizi DEAŞ’a yoğunlaştırmalıyız” desin.
Amerika’daki küresel sermaye bürokrasisi, bölgemizi tasarımını yaptıkları yeni dünya düzenine uygun hale getirmek için aralıksız çalışıyor. Bunun için terör öğütleri ile kol kola, omuz omuza vermekten de geri durmuyorlar. “DEAŞ’ı kuran ABD” bu örgüt üzerinden territoric ve siyasi operasyonlarını sürdürerek defacto durumlar oluşturup oldu-bittilerle Türkiye’yi en azından periferisine tutmak istiyor.
Aslında ABD’nin istediği düpedüz manda’lık,
Evet, ABD’nin Türkiye’den istediğinin tam adı mandalık gibi bir şey. NATO üyesi olduktan sonra Türkiye’ye biçilen rol jandarmalıktı. Türkiye soğuk savaş döneminde ABD ve NATO için tampon bölge idi. O gün de Türkiye’den istedikleri yöneticilerin protectoral yönetim yanlısı olmasıydı. İngilizlerin 1915 ve sonrası istediği manda yönetimini bugün ABD adını koymadan istiyor.
Elhamdulillah, feraset ve basiret sahibi liderlik kadrosu, “monşer” zihniyetten büyük oranda arınmış diplomat kadromuz dost ve müttefik bildiğimiz devletlerin niyetlerini doğru tespit edip uygun adımları atmaktan çekinmiyorlar.
Aslında geçmiş hükûmetler döneminde de bu dost devletlerin bölge ve ülkemizle ilgili planlarında bilinmeyen, öngörülemeyen bir şey yoktu. Ne var ki muktedir olamayan iktidarlar bu dost bildiğimiz devletlerin niyetini anladıklarını onlara hissettirdikleri anda Türkiye bir belaya uğrar ve yöneticiler de kafasını kuma sokarak geri adım atmak zorunda kalırlardı.