Geçen yazımızın sonunda Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 Haziran günü Diyarbakır’da düzenlenecek mitingine değinmiş ve Diyarbakır’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a derin muhabbetinin mitinge yansıyacağını söylemiştik.
Yanılmadık.
Diyarbakır son yılların en kalabalık, en coşkulu mitingine şahitlik etti. O muazzam kalabalığı başka yöne çekerek basitleştirmek siyasi körlüktür. Tıpkı mitingin kalabalık geçeceğini söylediğimizde karşı çıkanların yanıldığı gibi, “toplama, zoraki” gibi gerekçelerle mitingi hafife almak isteyenler de yanılıyorlar.
Ama bir şey daha var;
AK Parti bu kalabalığa bakarak rehavete kapılmamalı, on binlerce Diyarbakırlının alanı tıklım tıklım doldurması, seçmenin kararının her hal-û kârda değişmeyeceği anlamına gelmeyeceğini unutmamalı. Çünkü;
Bir yandan SP, öbür taraftan İP, ama bilhassa HDP ile HüdaPar’ın seçim çalışmaları gece gündüz ve her mezrayı içerecek şekilde sürüyor. AK Parti’nin henüz söz konusu partilerin çalışma performansını yakaladığını söyleyemeyiz. Bunun sebeplerinden biri de adayların HDP’nin %10 barajına takılacağına dair beklentileri olsa gerek. (Bu konuyu birilerini inciterek de olsa sonraki yazılarımızda enine boyuna yazacağız)