Hadis Usul-u Uzmanı ve alanında ezberinde boşluk bulunmayan, ama analitik düşünce konusunda yetersizliği ortaya çıkan bir hocanın karşısına hadis ilmini, usulunu, hatta ‘hadisin ne'liğini bilmeyen ve üstelik –hâşâ- “ilk muharrik olma dışında işlevsiz ve adeta tatile çıkan tanrı inancı” demek olan DEİZM'e inanan birisi çıkarılınca tartışma iğrençleşti.
“Kız bebeğin mi, yoksa erkek bebeğin mi çişi daha çok kokar?
Deve sidiği karışımsız içilse mi şifa olur, yoksa sütle karıştırılarak mı?
Kadının sünnet edilmesi mi yararlı, yoksa edilmemesi mi?”
Kur'an, Din, peygamber, hadis, sünnet denince aklına bunlar gelmiş DEİST Caner Taslaman'ın. Beri tarafta lafzı kutsadığı için Allah akıl vermiş, basiret ve feraset vermiş, “Allah dilediğine hikmet vermiş” ve bu söyledikleriniz din ile değil, toplumun öteden beri kabulleri ile alakalıdır diyemeyen Ebubekir Sifil.
Vahiyle şereflenen aklımızı etkin kullanma mesuliyetimiz gereği, “Bu tür rivayetler peygamberlikte ve peygamberlikle gelen ‘sağlık bilgileri' değil, bunlar asırlardır Arap coğrafyasında doğru kabul edilen sağlıkla alakalı bilgilerdi, dolayısıyla bu tür konular ‘Peygamber/lik, din' başlığı altında değil, belki ‘Arap inancı ve örfünde sağlık bilgisi' başlığı altında tartışılabilir” denilmeliydi, denmedi.