Burada ALGI ile ilgili zorunlu bir açıklama ihtiyacı doğdu. Çünkü bundan sonra sık sık tekrar edeceğim ve dört tarafı çizili kavramımız olan ALGI belirleyici oluyor. PKK ve medyasının ALGI konusunda çok başarılı oldukları bellidir.
Biliniyor ki vatandaş algıyı daha çok satın alıyor. Zira ALGI için düşünsel bir külfet gerekmiyor. Yani anlama ve anlamanın aşamaları olan kavrama, tahkik etme, mukayese kısacası tefekkür için yorucu bir düşünme ameliyesi gerek. Kaldı ki toplumun kaçta kaçı böyle düşünce ameliyesi ile olaylara, fikirlere yaklaşıyor ve/ya yaklaşabiliyor ki? Yalnız Kürtler değil, büyük oranda dünya böyle. ALGIya kapılma eğitim seviyesi ve muhakeme bilinciyle direkt alakalı bir durumdur.
İşte yıllar önceden gelen bu algı mühendisliği ile başlayan 2008 yılının sonbaharı en büyük duygusal kopuşa neden olacak gelişmelerle doluydu. Dönemin başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 2009 Mahalli seçimleri için gittiği her ilde tekrarladığı “Tek Vatan, Tek Devlet, Tek Bayrak, Tek Millet” söylemini PKK, DTP ve medyası “Erdoğan hepiniz Türksünüz, Kürt yoktur diyor” diyerek Sayın Erdoğan aleyhinde ciddi bir ALGI oluşturdu. (Aslında PKK ve sempatizanlarının en büyük hedefi Sayın Erdoğan'ı halk nezdinde itibarsızlaştırmaktı/r.)