“Savaş” psikolojisi bu demek;
Savaş yoksa çatışmalarda bile hakikatler ölürmüş bizde, vicdan pert, ahlak esir düşermiş oportünizme. Böyle dönemlerde çatışmadan yana olmanın getirisi yüksektir.
Herkes kriminoloji ve kronoloji uzmanı olmuş,
Bu, şu hatayı yaptı, bu, şu yanlışa düştü, bu, şu suçu işledi.
Bu tarihte PKK saldırdı, bu tarihte yol kesti, bu kadar araç yaktı, askeri, polisi şehid etti, kaç vatandaş öldürdü.
Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan “Dolmabahçe yok” dedi, Bülent Arınç “cehenneme kadar” dedi, Mecliste yasa çıkmadı…
Bütün bu gerekçeler ki -çoğu doğrudur- yeniden çatışmalara, yeniden kan ve gözyaşına boğulmamıza gerekçe için sıralanıyor.
Tamam, haklısınız ve bütün yazdıklarınız doğru. PKK çok önceden ateşkesi bitirmişti. Bunları sıralarken TSK’nın operasyonlarında ne kadar haklı olduğunu ispatlamaya çalışıyorsunuz. Bunda da haklısınız, dünyada hiçbir devlet dağa çıkıp vatandaşına silah doğrultanlara müsamaha göstermez.
Bütün bunlara eyvallah, ama ya sonra?..
Bir adım sonrası için ne düşündüğünüzü öğrenebilir miyim?
Kaç bin kişi daha ölünce bu sorun çözüme kavuşur?
60 bin insan 30 yılda ölmüştü, Allah korusun bir 30 yıl daha mı sürecek bu ölümler?