lk olarak Âdem ve eşi Havva insan olmuştu. Beşerden insan olmaya geçişin üzerinden uzun bir süre (dehr) geçmişti. O gün bu gündür beşer ile insan (olmayı başaranlar) arasında amansız bir mücadele sürmekte.
İnsan olma mücadelesi ve insanlık ailesinin özgürlük mücadelesi yeni olmadığı gibi bedelsiz de olmamıştır. İnsanlık tarihine baktığımızda erdem, adalet, özgürlük için bedel ödeyen kahramanların mücadelelerini konu edinen şeref sayfalarıyla karşılaşırız.
Beşerlikten insan olmaya geçiş bir terfidir. Beşer(lik) insan(lığ)ın bir eşik aşağısında, ama bir kromozomun eksikliğinin etkisi kadardır insan ile beşer arasındaki fark. Çünkü beşer de insan gibi yer, içer, düşünür, muhakeme eder ve karar verir. Ancak sonuç olarak beşer kararını verirken kendisini, çıkarını, zevk ve hazını her şeyin ve herkesin önünde tutar.
Bu tipolojinin en müşahhas prototipini çağın Batı’lılarında
müşahede etmek mümkün. En vazgeçilmez dolayısıyla en gerekli insani
değerleri bırakan Batı, birkaç asırdır elde ettiği menfaatinin,
refahının, tattığı hazının hangi milletlerin kanından elde
ettiklerini umursamamıştır.
Bununla da yetinmiyor Batı insanı, kendisinden olmayanları, hele
hele kendisine uymayanları -ki bu devirde de müslümanlar- yok
edilmesi gereken “tür”ü olarak görür. Bu yüzden bugün İslam
coğrafyasında yaşananların tek sorumlusu var: