Galatasaray alıştığı ligde çok iyi bir başlangıç yaptı. Hem
futbol olarak hem de skor olarak çok doyurucu bir sonuçla ayrıldı.
Eksikler var mıydı, tabii ki vardı. Özellikle ilk yarının son 15
dakikasında duran toplardan anlamsız pozisyonlar verdiler.
Bunlardan biri gol olsa, G.Saray yine kazanırdı ama çok
zorlanırdı.
İlk 30 dakikaya bakıyoruz, Lokomotiv Moskova her yönüyle sürklase
oldu. G.Saray müthiş top çevirdi, aralara oynadı, rakibe top
vermedi ve bu dakikalarda Ndiaye, tek başına bir takım gibi her
şeyi yaptı. İşte bu ilk dakikalarda da G.Saray'ın bence en değerli
oyuncusu Rodrigues'in alışılmış golü geldi. Tıpkı 3 gün önce ligde
oynanan Kasımpaşa maçındaki gibi soldan aldı, içerdi kat etti,
vurur gibi yaptı-çekti ve çok iyi vuruş golü yaptı.
30. dakikadan sonra inisiyatif Moskova'daydı. İyi geldiler,
pozisyon buldular, hele hele bir korner topunda bomboş Farfan
kafayı iyi vursa golü yapacaktı ama iyi vuramadı.
İkinci yarı G.Saray doğrusunu yaptı. Oyunu belli oranda kontrole
alıp kendi sahasında kabul etti. Rakibe de pek pozisyon verdiğini
söyleyemeyiz. Eren Derdiyok'un mükemmel frikik golüyle de maç o
anda bitti. Son dakikadaki Selçuk'un penaltısı da zafere mum
dikti.
Şampiyonlar Ligi'ne 3 puanla başlamak çok iyi. Yalnız unutulmasın
ki Lokomotiv Moskova yaşlı, ağır ve temposuz bir takım. Grubun
bence en zayıf halkası. G.Saray'ın ofansif anlamda gerçekten bir
problemi yok ama defans oyuncularının ağırlığı ve duran toplarda
yapılan hatalar önündeki maçlar için büyük handikap olarak
görülüyor. Bir diğer handikap da Porto ile oynanacak maçta Ndiaye
gibi G.Saray'ın en fazla yük taşıyan oyuncusunun oynayamayacak
olması.