Son yarım saatine kadar bir jübile maçı izledik. Alanın, verenin razı olduğu, 'Maç bitse de gitsek' dercesine oynayan futbolcular topluluğu. Ama son yarım saat, çok şey oldu. Gol olmadı ama çok fazla pozisyon...
Son yarım saatine kadar bir jübile maçı izledik. Alanın, verenin razı olduğu, 'Maç bitse de gitsek' dercesine oynayan futbolcular topluluğu. Ama son yarım saat, çok şey oldu. Gol olmadı ama çok fazla pozisyon gelişti. Trabzonspor için prestij maçıydı. En azından kaybetmek istemediler. Beşiktaş ise ikincilik umudunu taşıyabilmek için kazanmak istiyordu. Dedik ya, ilk yarım saat al gülüm-ver gülüm… Kalecileri görmedik, neredeyse şut bileizlemedik. Ama son yarım saat, her iki takımın da kaçırdığı çok önemli pozisyonlar var.
Markovic vurdu, kaleci Mert'ten döndü, Colley son anda ayağını sokmasa Trabzonspor golü bulacaktı. Dönen topta bu sefer Redmond vurdu, aynı başarı ve güzellikte bu sefer Uğurcan kurtardı. Dönen kornerdeyse Salih vurdu, yine Uğurcan köşeden kurtardı. 60 dakika kalecisiz oynanan bir maç son yarım saatte kalecilerin devleştiği bir maç haline geldi.
Geçen senenin şampiyonu...