Fenerbahçe arka arkaya iki maç oynadı.
Cuma gecesi 2-0'dan mucizevi bir şekilde maçı 2-2'ye getirdi ve dün gece de eğer o, sahneye çıkmasaydı maçı asla kazanamazdı.
Peki "O" kim? Tabii ki Valbuena! Fenerbahçe'nin en meziyetli, topu ayağına en fazla yakıştıran ve en fazla üreten oyuncusu o.
İlk devreye bakıyoruz, sapır sapır dökülen bir Fenerbahçe var. Pozisyonları varmış gibi gözükse de, rakibe pozisyon vermeseler de topun mutlak hakimi Anderlecht'ti. İstedikleri gibi oynadılar. Bol pas yaptılar, çok çabuk top kaptılar, Fenerbahçe'nin ceza alanına kadar ellerini kollarını sallayarak gelebildiler. Fakat fazla meziyetli oyuncuları olmadığından ve hücumda pek fazla çoğalamadıklarından pozisyon bulamadılar. İkinci yarı Fenerbahçe toparlandı. Rakibinden daha fazla top kapmaya çalıştı ve çok çabuk kontra pozisyonlar buldu. Slimani kaçırdı, Ayew kaçırdı ve gol adeta geliyorum dedi. Maçı kurtaran adam Valbuena soldan harika ortaladı. Ayew kafayı vuramadı ama top kimseye değmeden gol oldu. Bu golden hemen sonra aynı Valbuena rakip defans oyuncusu çıkarken topu kaptı ve Frey'e al da at dedi. Şimdi sorulacak çok soru var.
Önce Aykut Kocaman'a, sonra da Cocu'ya... Niye bu adamı yıllarca hapsettiniz?
Niye aylardır bu adam sürgündeydi?
Kabul ediyorum, fizik gücü çok iyi değil ama Fenerbahçe'nin arka arkaya iki maçını kurtardı. Diğer oyunculara bakıyorum, özellikle yaratıcılık konusunda çok az yetenekli oyuncu var. Fenerbahçe bir aksilik olmazsa bu gruptan çıkar ama Süper Lig için asla iyimser değilim. Bir Valbuena ile olmaz. Orta saha bomboş... Kilit oyunculardan Ayew oynamıyor. Frey iyi niyetli ama yetenekleri belli. Yine de Fenerbahçe'yi asla kolay günler beklemiyor