Neymiş efendim; "Mustafa Denizli'nin eli değermiş"... Neymiş
efendim: "Mustafa Denizli, engin futbol bilgisiyle Galatasaray'ı
şaha kaldırırmış." Galatasaray'a henüz Mustafa Denizli'nin eli
değemedi ama dün akşam Beşiktaş, Mustafa Denizli'ye değdi.
Böyle bir derbi kabul edilemez.. Galatasaray, sahada yoktu. O
yorgun Beşiktaş, Galatasaray'ı sahadan adeta sildi-süpürdü. Üstelik
Avrupa Ligi'ne veda etmenin moral bozukluğu içinde olan ve
Lizbon'dan Cuma sabaha karşı İstanbul'a yorgun dönmüş olan
Beşiktaş, Galatasaray'ı sürklase etti. Selçuk İnan; bitmiş...
Sneijder; attığı gol dışında sahada yok... Burak Yılmaz; sakatlandı
çıktı... Galatasaraylı oyuncuları tanımasam Beşiktaş, Olimpiyat
Stadı'nda sarıkırmızı, bir alt lig takımı ile oynuyor
zannedecektim.
Maçın diğer entresan tarafı da şu; dün gece kalecilerin gecesi
oldu... Tolga; 'Belim ağrıyor' diyerek kıvırdı, yerine geçen Günay
da öyle kötü bir gol yedi ki, Beşiktaş'ta tüm dengeler altüst
olacaktı. Yönetim tartışılacak, Şenol Güneş eleştirilecek ve
Beşiktaş kaosa girecekken, imdada Mario Gomez yetişti. Günay, ceza
alanını terk edip topu uzaklaştırmak istedi, iyi vuramadı. Sneijder
de boş kaleye topu attı. Bu golle Beşiktaş maçı kaybetseydi inanın
bana siyahbeyazlıların önümüzdeki 5 ayı çok sıkıntılı geçecekti. Bu
golden hemen sonra Gomez, Beşiktaş'ı hayata döndürdü. Ceza
alanından vurduğu şutu da Muslera kapattığı köşeden yedi ve
hatalıydı. Bu gol Beşiktaş'ı kendine getirdi ve oyuna sonradan
giren Gökhan Töre, çok ilginç bir gol attı. Gerilmeden, top yere
değmeden durduğu yerden gelişine vurdu. Bu topa öyle şiddetle
vurabilmek her futbolcunun harcı değil. İlk devre mükemmel oynamış
Muslera bu golde de hatalıydı.